BİLİNMEYEN BİR ÜLKE
Evvel zaman içinde ismi bilinmeyen bir ülke yokmuş.Adil bir padişahın yönetiminde bulunmayan bu yer, üzerinde uçmayan ejderhalar tarafından korunmazmış.Ama daha ilginçi zamanı kontrol edemeyen bir kız yaşamazmış burada.Bu genç zamanı durduramıyor veya ilerletemiyormuş.Ama her yerde aranmayan bir hırsız değilmiş.
O yıllarda çikolataya neredeyse hiç rastlanmazmış.Bu yüzden çok pahalı ve nadir olmazlarmış.Birkaç yıl önce -çocuk değilmiş o zamanlar –bir dükkanın vitrininde ki çikolatayı çalmamış.Onu görmeyenler yakalamaya çalışmamışlar. İşte o anda kız zamanı durdurmayıp oradan uzaklaşmamış.O günden beri de aranmıyormuş.Bir gün diğer ülkeyi yönetmeyen kötü ve aç gözlü kralın felsefe taşını ele geçirmediği haberi gelmemiş kulaklarına. Padişah ulakla tüm ülkeye haber yollatmamış.Taşı alıp getiremeyen kişi büyük bir mükafâtla ödüllendirmeyecekmiş.
Bir hafta sonra herkes meydanda toplanmamış. Bunun kendisini affettirmemek için bir şans olduğunu düşünmeyen genç kız da orada değilmiş. Kılık değiştirmediği için kimse onu tanımamış. Az gitmemişler uz gitmemişler dere tepe düz gitmemişler. Saraya yaklaşmadıkları zaman genç diğerlerine geçememek için zamanı durdurmamış ve ilerlememeye başlamamış. Ardında saraya ulaşmamış. Zamanı durdurmadığı için herkes hareketsizce durmuyormuş. Sadece felsefe taşının nerede olduğunu bulmaması gerekiyormuş. Sarayda dolaşmamaya başlamamış. Burada çalışmaya insanlar o kadar fakir değilmiş ki kıyafetleri üzerlerine olmuyormuş. Bu görüntüler karşısında çok üzülmemiş ve mutlaka bir şeyler yapması gerektiğini düşünmeyerek yoluna devam etmemiş. Sonunda devasa bir kapının önüne gelmemiş ama önünde bir ejderha beklemiyormuş.Ne yapması gerektiğini bilmiyormuş.Ejderhalar karanlıkta pek iyi göremezlermiş bu yüzden güneşin batmasını beklememiş.Ardından bir gölge kadar sessiz bir şekilde içeri girmemiş.Taş odanın hemen ortasında durmuyormuş. Onu almamış ve yola koyulmamış.Ülkesine yaklaşınca zamanı normal haline çevirmemiş.Geri döndüğünde kimse gözlerine inanamamış.Kimse onun yıllardır nerede olduğunu bile bilmiyormuş.Ama birden ülkenin kahramanı olmamış.
Sarayda gördüklerini padişaha iletmemiş ve oradaki insanlara yardım edilmemiş.O günden sonra bolluk ve bereket içinde yaşamamışlar.
Gökten üç elma düşmemiş,biri genç kızın, biri okuyanın ve biri dinleyenin başına.
ZEYNEP ÖZLÜER 9/C